İstanbul Temaşa Tiyatrosu 2016-2017 sezonuna üç yeni oyunla girerken, hiç kuşku yok ki bunlar arasında en dikkat çeken ve merak edilen oyun John Steinbeck'in yazdığı, Onur Atacan'ın uyarlayıp yönettiği Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Men).
İlk kez 1937'de yayımlanan kısa roman (novella), Steinbeck'in dünya çapında tanınmasını sağladı. Defalarca sinemaya uyarlanan ve ülkemizde de farklı tiyatro ekipleri tarafından sahnelenen Fareler ve İnsanlar, yazarın tiyatro versiyonuyla birlikte kaleme aldığı ilk ve tek eseri.
Öncelikle, dünyanın hemen her yerinde bilinen, binlerce kez sahnelenmiş, onlarca kez sinemaya uyarlanmış bir eseri sahnelemek ciddi bir cesaret işidir ve bu yüzden Temaşa Tiyatrosunu tebrik ettiğimi belirtmek istiyorum.
Ancak eserin işlenişi, oyunculuk, dekor ve müzik için aynı şeyleri söylemek
hayli güç.
John Steinbeck'in tüm eserlerinde özellikle işçiler ve topraksız köylüler ön plandadır. Gerek açık gerekse de örtülü biçimde "başka bir dünya mümkün" düşüncesi de hissedilir. İlk romanı "Bitmeyen Kavga" ile başlayıp "Fareler ve İnsanlar" ile devam eden ve "Gazap Üzümleri" ile tamamlanan Kurak Toprak üçlemesi (Dustbowl trilogy) de bu yazarın bu yönünü ortaya koyduğu en başarılı örneklerdir.
Ancak Temaşa Tiyatrosunun yorumunda bu üsluba işaret eden herhangi bir şey görmek mümkün değil. Oyun, dekoru, müziği ve ışığıyla sıradan bir Western filmi tadı veriyor. Çalılıklar yapılırken kullanılan köpük silikonun göze çarpacak kadar açıkta kalması da gerçeklik algısını yok ediyor. Kavga sahneleri profesyonellikten uzak, iyi kotarılmamış, müzikle desteklenmesi de yeterli
olmamış.
Lennie'yi canlandıran Murat Makar, kusursuz bir performans sergileyen tek oyuncu. İstanbul Temaşa Tiyatrosu'nun internet sitesinde verilen bilgiye göre Makar, 16 yıl gibi çok uzun bir aradan sonra bu oyunla sahnelere dönmüş. Az çok sahne tecrübesi olan herkes, kısa bir ara verdikten sonra bile tiyatro sahnesinde tekrar başarılı olmanın ne denli zor olduğunu bilir. Böyle olduğu halde kesinlikle kusursuz bir karakter yaratan Murat Makar'ı ne kadar tebrik etsek azdır.
Curly'nin eşini canlandıran Merve Sevi'yi yaklaşık on yıldır rol aldığı çeşitli televizyon dizilerinden tanıyoruz. Sevi, tiyatro sahnesini çok yadırgamış gibi görünüyor. Gerek ön sıralardan bile rahatlıkla duyulamayan sesi gerekse de farklı duygular, farklı durumlar, farklı tepkilere göre pek değişmeyen mimik ve jestleri, bulunduğu sahneleri inandırıcılıktan tamamen kopardı. Merve Sevi, gecenin en kötü performansı sergiledi.
George rolünde Murat Ilgar ve Candy rolünde Cüneyt Vural bazı sahnelerde etkili bir oyunculuk sergileseler de oyun genelinde vasatı aşamadılar. Diğer oyuncular da akılda kalacak bir performans sergilemedi.
Tiyatro oyunları her gösterimden sonra iyileştirmeye ve güncellemeye açıktır. Tek tek oyuncular da kendi performanslarını geliştirebilirler. Dolayısıyla, bitirirken tekrarlamakta fayda var: Eleştirilerim oyunu izlediğim tarihteki gösterimin bıraktığı izlenimle sınırlıdır.
İyi seyirler!
İlk kez 1937'de yayımlanan kısa roman (novella), Steinbeck'in dünya çapında tanınmasını sağladı. Defalarca sinemaya uyarlanan ve ülkemizde de farklı tiyatro ekipleri tarafından sahnelenen Fareler ve İnsanlar, yazarın tiyatro versiyonuyla birlikte kaleme aldığı ilk ve tek eseri.
Oyunun Konusu
Fareler ve İnsanlar, ABD'de 1929'da başlayan ve dünyanın hemen yerini etkisi altına alan ekonomik kriz; Büyük Depresyon (kimi kaynaklarda Büyük Buhran olarak da adlandırılır) döneminde, Kaliforniya'da çiftlikten çiftliğe sürekli yer değiştiren göçmen tarım işçileri George ve Lennie'nin hikayesini anlatıyor. Eğitimsiz ancak zeki bir adam olan George ile iri yarı, çok güçlü ancak zihinsel engelli Lennie'nin dostluğu, kader birliği uzun yıllardır sürmektedir. Para biriktirip günün birinde küçük de olsa kendilerine ait bir çiftliğe sahip olmanın hayalini kuran iki arkadaşın bu yönde attığı adımlar, Lennie yüzünden sürekli sekteye uğramaktadır. Nitekim Soledad yakınlarındaki bir çiftlikte iş bulup çalışmaya başlayan ikiliyi yine benzer bir son beklemektedir.Tebrik ve Tenkit
Oyunu İstanbul Temaşa Tiyatrosu'nun yorumuyla 10 Aralık 2016 tarihinde, Pendik Belediyesi Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezinde izleme fırsatı buldum. Yer ve tarihi belirtmemin sebebi, eleştiriye konu olan gösterimden sonra ekibin kimi iyileştirmeler ve güncellemeler yapmış olabileceğine dikkat çekmektir.Öncelikle, dünyanın hemen her yerinde bilinen, binlerce kez sahnelenmiş, onlarca kez sinemaya uyarlanmış bir eseri sahnelemek ciddi bir cesaret işidir ve bu yüzden Temaşa Tiyatrosunu tebrik ettiğimi belirtmek istiyorum.
Ancak eserin işlenişi, oyunculuk, dekor ve müzik için aynı şeyleri söylemek
hayli güç.
John Steinbeck'in tüm eserlerinde özellikle işçiler ve topraksız köylüler ön plandadır. Gerek açık gerekse de örtülü biçimde "başka bir dünya mümkün" düşüncesi de hissedilir. İlk romanı "Bitmeyen Kavga" ile başlayıp "Fareler ve İnsanlar" ile devam eden ve "Gazap Üzümleri" ile tamamlanan Kurak Toprak üçlemesi (Dustbowl trilogy) de bu yazarın bu yönünü ortaya koyduğu en başarılı örneklerdir.
Ancak Temaşa Tiyatrosunun yorumunda bu üsluba işaret eden herhangi bir şey görmek mümkün değil. Oyun, dekoru, müziği ve ışığıyla sıradan bir Western filmi tadı veriyor. Çalılıklar yapılırken kullanılan köpük silikonun göze çarpacak kadar açıkta kalması da gerçeklik algısını yok ediyor. Kavga sahneleri profesyonellikten uzak, iyi kotarılmamış, müzikle desteklenmesi de yeterli
olmamış.
Oyunculuk
Oyunculuklara gelince, en iyi ve en kötü performansları değerlendirmek yeterli olur diye düşünüyorum.Lennie'yi canlandıran Murat Makar, kusursuz bir performans sergileyen tek oyuncu. İstanbul Temaşa Tiyatrosu'nun internet sitesinde verilen bilgiye göre Makar, 16 yıl gibi çok uzun bir aradan sonra bu oyunla sahnelere dönmüş. Az çok sahne tecrübesi olan herkes, kısa bir ara verdikten sonra bile tiyatro sahnesinde tekrar başarılı olmanın ne denli zor olduğunu bilir. Böyle olduğu halde kesinlikle kusursuz bir karakter yaratan Murat Makar'ı ne kadar tebrik etsek azdır.
Curly'nin eşini canlandıran Merve Sevi'yi yaklaşık on yıldır rol aldığı çeşitli televizyon dizilerinden tanıyoruz. Sevi, tiyatro sahnesini çok yadırgamış gibi görünüyor. Gerek ön sıralardan bile rahatlıkla duyulamayan sesi gerekse de farklı duygular, farklı durumlar, farklı tepkilere göre pek değişmeyen mimik ve jestleri, bulunduğu sahneleri inandırıcılıktan tamamen kopardı. Merve Sevi, gecenin en kötü performansı sergiledi.
George rolünde Murat Ilgar ve Candy rolünde Cüneyt Vural bazı sahnelerde etkili bir oyunculuk sergileseler de oyun genelinde vasatı aşamadılar. Diğer oyuncular da akılda kalacak bir performans sergilemedi.
Tiyatro oyunları her gösterimden sonra iyileştirmeye ve güncellemeye açıktır. Tek tek oyuncular da kendi performanslarını geliştirebilirler. Dolayısıyla, bitirirken tekrarlamakta fayda var: Eleştirilerim oyunu izlediğim tarihteki gösterimin bıraktığı izlenimle sınırlıdır.
İyi seyirler!
Yorumlar
Yorum Gönder