Ana içeriğe atla

Yanlışlıklar Komedyası günümüz insanı için ne ifade eder?


Shakespeare denince insanın aklına ilk olarak Hamlet ya da Hamlet'in meşhur repliği "Olmak ya da olmamak" gelir. Daha sonra Romeo ve Juliet, ardından da muhtemelen Machbet, Kral Lear gelir. Devam edersek birçok insan muhtemelen Venedik Taciri, yine birçoğu da Jül Sezar yanıtını verecektir. Yanlışlıklar Komedyası, dahi yazarın kolay kolay akla gelen oyunları arasında değildir.

Birçok kaynağa göre tüm zamanların en etkileyici yazarı kabul edilen William Shakespeare, bu en kısa oyununu kaleme alırken, dünyaca ünlü Romalı yazar Plautus'un Manaechmi ve Amphitryon isimli oyunlarından esinlenmiş.

Oyunun Konusu

Siraküzalı tacir Egeon'un işleri gayet iyi gitmektedir. Bu arada mutlu bir evliliği vardır ve çok sevdiği eşi ikiz erkek çocukları doğurmuştur. Egeon, aynı gün ikiz erkek çocukları doğuran yoksul bir kadının çocuklarını, kendi çocuklarına hizmet etmeleri için satın alır. Ailenin mutlu günleri büyük deniz kazası nedeniyle son bulur. Egeon kendi çocuklarından biri (Siraküzalı Antipholus) ve kölelerinden biri (Siraküzalı Dromio) ile birlikte kurtarılır. Eşi de çocuklarından biri (Efesli Antipholus) ve kölelerinden biri (Efesli Dromio) kurtarılır. Ancak ikisi de eşinin ve diğer çocuğuyla kölesinin öldüğünü düşünür.

Bu trajik olayın üstünden yıllar geçer. Siraküzalı Antipholus, kölesi Dromio'yu da yanına alarak halen yaşadığını düşündüğü kardeşini aramak için yola çıkar. En sonunda Efes'e kadar gelirler. Aynı ismi taşıyan ikiz kardeşi bu kentte yaşamaktadır ve kölesiyle aynı ismi taşıyan ikiz kardeşi de yanındadır. Ayrıca Efesli Antipholus, kentin en zengin kadınlarından biri olan Adriana ile evlidir.



Gittikçe arapsaçına dönen komik durumlar buradan sonra başlar. Çünkü Adriana da dahil olmak üzere Syraküzalı Antipholus'u ve Dromio'yu görenler onları Efesli ikizleriyle karıştırırlar ve işin içinden kimse çıkamaz. Bu karmaşık durumlar zinciri içinde Shakespeare'in müthiş zekasının ürünü kelime oyunları, tadına doyulmaz şiirli diliyle seyirciyi sarıyor. Fars öğeleriyle
de alıştığımız bir komedi tarzını ustalıkla yansıtıyor.



 Öte yandan, bütün bu komedinin yanında, yine Efes'te bir trajedinin ağları örülmektedir. Kölesiyle birlikte kardeşini aramaya giden oğlundan uzun süre haber alamayan Egeon da kente gelir. Ancak Siraküzalı tacirlerin Efes'e girmesi yasaktır. Yakalanan Egeon'un cezası dönemin kanunlarına göre idam ya da servet değerinde bir kefalet ücretidir. Efes Dük'ü Solinus, hikayesini dinledikten sonra Egeon'a acır ve idamdan kurtulması için gerekli parayı bulmak üzere ona bir gün süre verir.

Reji, dekor, kostüm, oyunculuk

Bakırköy Belediye Tiyatroları'nın (BBT) 1 Ekim 2015'ten beri sergilediği Yanlışlıklar Komedyası oyununu Şubat'ın ilk haftası izleme fırsatı buldum. Oyunu, Avrupa, Afrika, Ortadoğu'da birçok ödüle layık görülmüş ünlü İngiliz yönetmen Tim Supple sahneye koymuş. BBT ise Yanlışlıklar Komedyası ile 2016 Afife Tiyatro Ödülleri'nde "En iyi Prodüksiyon" ödülünü kazanmış.

Oyunun büyüleyici dekor ve ışık tasarımını görünce söz konusu ödülü sonuna kadar hak ettiğini düşündüm. Dekor ve ışık tasarımı kolay kolay rastlanmayacak kadar etkileyici, yaratıcı bir uyumla hazırlanmış.



Tim Supple, oyunun geçtiği döneme uygun kostümler yerine bugün dünyanın hemen her yerinde  görebileceğimiz kostümler kullanmış. Açıkçası bu tercih farklı bir yorum beklentisi yaratıyor. Ancak bu beklenti karşılanmıyor. Dolayısıyla yönetmenin bugüne has kostümler kullanmasının amacı da anlaşılamıyor. İnsan psikolojisi, efendi-köle, ezen-ezilen ilişkisi, savaşlar, yasaklar, Egeon'un durumundan hareketle mülteci sorununa dair bin yıldır "Gök kubbe altında değişen bir şey yok" demeye çalışmıştır belki. Amaç bu ise bu düşüncenin iyice bayatladığını belirtmek gerek.  Belki yorumu seyirciye bırakmak istemiştir. Bu ihtimalde de ima yoluyla da olsa seyirciye bir mesaj vermesi gerekirdi diye düşünüyorum.

Oyunculuklara gelince, ilk etapta Siraküzalı Dromio (Ali Çelik) ve Antipholus (Ali Rıza Kubilay) sahne sempatileri ve yüksek enerjileriyle öne çıkıyor. Aslına bakarsanız Dromio yahut Dromiolardan beklenen de budur. Çünkü Shakespeare'in trajedilerinde dahi "soytarı" tipleri baş karakterler kadar ince işlenir ve öne çıkar. Dolayısıyla bu tür rollerin altından kalkmak hiç de kolay değildir. Ali Çelik, Siraküzalı Dromio rolünün hakkını başarıyla veriyor.



Bunun dışında, Hizmetçiler oyunundaki Solange rolüyle hafızamıza kazınan Elif Ürse, burada ise
 Adriana rolüyle karşımıza çıkıyor. Solange karakterinden hiçbir kalıntı barındırmadan, aynı anda hem fettan hem de soylu bir kadın olan Adriana'yı layıkıyla, abartıya kaçmadan canlandırıyor.

Yanlışlıklar Komedyası'nı gösterimden kalkmadan, BBT yorumuyla izlemenizi tavsiye ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fareler ve İnsanlar ne vaat ediyor?

İstanbul Temaşa Tiyatrosu 2016-2017 sezonuna üç yeni oyunla girerken, hiç kuşku yok ki bunlar arasında en dikkat çeken ve merak edilen oyun  John Steinbeck'in yazdığı, Onur Atacan'ın uyarlayıp yönettiği Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Men). İlk kez 1937'de yayımlanan kısa roman (novella), Steinbeck'in dünya çapında tanınmasını sağladı. Defalarca sinemaya uyarlanan ve ülkemizde de farklı tiyatro ekipleri tarafından sahnelenen Fareler ve İnsanlar, yazarın tiyatro versiyonuyla birlikte kaleme aldığı ilk ve tek eseri. Oyunun Konusu Fareler ve İnsanlar, ABD'de 1929'da başlayan ve dünyanın hemen yerini etkisi altına alan ekonomik kriz; Büyük Depresyon (kimi kaynaklarda Büyük Buhran olarak da adlandırılır) döneminde, Kaliforniya'da çiftlikten çiftliğe sürekli yer değiştiren göçmen tarım işçileri George ve Lennie'nin hikayesini anlatıyor. Eğitimsiz ancak zeki bir adam olan George ile iri yarı, çok güçlü ancak zihinsel engelli Lennie'nin dostluğu, ...

Genç Karl Marx ya da Avrupa'da faşizm hayaleti dolaşıyor

Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Faşizm hayaleti. Fransa’da, Avusturya’da, Almanya’da, Yunanistan’da ve Finlandiya, İsveç ve Norveç gibi demokrasi, eşitlik, çalışma koşullarının durumu konularında örnek gösterilen Avrupa ülkelerinde faşist ve ırkçı partiler son on yıl içinde büyük güç kazandı. Sadece bir hafta önce Norveç hükümeti, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) diye adlandırılan, fakat yaptığı katliamlarla ismine hiç de uymayan kötü bir üne sahip olan örgüte destek olması için özel askeri kuvvetlerini Suriye’ye gönderdi. Genç Karl Marx (Le jeune Karl Marx- orijinal ismi Almanca değil Fransızca) filmini izledikten sonra film hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaşmayı planlamıştım. Marx, Engels ve Marx’ın eşi Jenny’nin Komünist Manifesto’yu yayına hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştıkları sahneyi gördükten sonra bir çağrışımlar silsilesi beni yukarıdaki paragrafı yazmaya itti. Çünkü söz konusu meşhur ifade, filmde de “komünizm hayaleti” şeklinde çevrilmiş. Komünist Manifest...

Bir kadın işçinin trajikomik hikâyesi: Kul

Yeni bir haftaya İstanbul'da güneşli bir günle başlarken herkese merhaba! Geçtiğimiz günlerde tanınmış bir yayınevinde çalışan bir arkadaşımla tiyatro, sinema, edebiyat üzerine sohbet ederken, son yıllarda öne çıkan yerli yazarları daha çok okumam gerektiğini söyledi. Seray Şahiner'i özellikle tavsiye etti. Ben de tavsiyeye uyarak fazla vakit kaybetmeden yazarın yayımlanan son romanı Kul 'u edindim. Açıkçası Seray Şahiner'i daha çok gazeteciliğiyle biliyordum. Kendisini uzun zamandır sosyal medyada takip ettiğim halde herhangi bir kitabını okumamıştım. Halihazırda başka bir roman okuduğumdan  Şahiner'in edebi kimliğiyle tanışmak için birkaç gün daha geçmesi gerekti. Nihayet  Kul 'u okumaya başladım ve yazarın çok keyifli diliyle karşılaşınca daha ilk sayfalarda heyecanım ve merakım katmerlendi. Romanın başkarakteri, hayatını apartmanların merdivenlerini silerek kazanan temizlik işçisi Mercan. Aslında bu romanda başka herhangi bir karakter yok. Yazarın ...